KYA, bataklığın çamurundan yükselen bir ruhun beden bulmuş hâlidir.
O, bastırılmış olanın, unutulmuş hikâyelerin ve karanlığın içindeki potansiyelin sembolüdür. Gözleri kapalıdır çünkü dışarıyı görmek değil, içerideki gerçeği hatırlamak ister. Kafa derisinden fışkıran mantarlar, çürümenin aynı zamanda doğum olduğunu; yaşamın her zaman en parlak yerden değil, en nemli, en derin yerden yeşerdiğini fısıldar.

Arka plandaki vitray dokular, içsel kırılmaların nasıl birer ışık geçiren pencereye dönüşebileceğini gösterir. KYA, doğayla yeniden bağ kurmanın, toprağın hafızasında kendini yeniden var etmenin çağrısıdır.

Boyutları 120 cm çapındadır.